Bu müziğin gelişiminin izini 19 . yy 'da ki "ulusal akımlar " dönemine dek sürdüğümüzde , bestecilerin kendi ulusal kaynaklarını araştırmaya ,derlemeye ve değerlendirmeye yönelmesiyle oldukça sıradışı melodiler meydana geldi . Özellikle "Edward Grieg" ve "Antonin Dvorak " favorilerimdendir .
Son yıllarda ise dünyaya elektronik müzik gruplarıyla yayılmaya başlayan bu müzik genellikle melankoli dozları epey yüksek olsa da müzik piyasalarında giderek kendine sağlam yer edinen müzisyenler var .
.Özellikle "Ane Brun " dan bahsetmek istiyorum .
2003 yılından bu yana çıkardığı sekiz albümle ,çizgisini bozmadan , zenginleştirerek ilerleyen bu norveçli müzisyen yaklaşık on yıl önce birden dinlemekten vazgeçemediğim bir ses oldu . Müziğinin akustik ağırlıklı olması ve vokallerinin kalitesi o yıllardan bu yana hiç bozulmadı . İskandinav müziğin karamsarlığını ,melankolisini , sakin tınısını oldukça iyi yansıttığını düşündüğüm için yazıma onunla son veriyorum hoşçakalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder