TÜRKİYE ' DE İLKLERİN MÜZİSYENİ "ERKİN KORAY"
Bazen ruhunuzun müziği susar
ya hani .Ne kadar dinleseniz de duyamazsınız tek bir tınıyı. Ben de sustum işte ,eğitimle
geçen uzun bir yılda kendime kulak verecek dinginliği bulamadım bir türlü .ha
yazacağım ha yazıyorum derken konular yarım ,araştırmalar
yarım kaldı . Şimdiyse
tekrar dönecek ,iki lafı bir araya getirecek mecalim yok
. Ama söz konusu Erkin Koray olunca geri
dönme ihtiyacı hissettim.
Kimsenin bir kalıba
sokamadığı ,türkiye’de müzikal anlamda ilklerin adamı “ERKİN KORAY “ Nam-ı diğer “Erkin
Baba “ . Çok küçük yaşlarımdan beri
kulaklarım onun müziğiyle dolu
.Onun da küçük yaşlardan itibaren doldu müzik kulaklarına .
24 haziran 1941 ‘de İstanbul’da doğdu . İlk müzik eğitimini piyano öğretmeni olan annesi Vecihe hanımdan aldı .Sonra gitar çalmaya başladı .Alman
lisesi yıllarında ilk amatör grubu “Erkin Koray ve ritmcileri” ile dönemin güncel parçalarını seslendirdi
. İlk piyano konserini 16 yaşındayken
Galatasaray lisesinde verdi . Lise eğitiminin
ardından çalışmaları yarı amatör yarı profesyonel olarak sürerken 1962 yılında çeşitli müzikli mekanlarda programlar yaptığı sırada bir
teklif aldı .
“Bir eylül akşamı -ıt’s so long
“ şarkılarından oluşan ilk 45’liğini çıkardı .1963-65 yılları arasında Ankara’da hava kuvvetleri caz orkestrasında
solist ve gitarist olarak askerliğini yaptı .Terhisinden sonra gittiği Hamburg’dan 1966
yılında döndüğünde “Erkin Koray dörtlüsü “ isimli
grubunu kurdu .
Altmış ve yetmişli yılların en sevdiğim yanı bu
gruplardır . Cem Karaca ,Barış Manço ve Erkin Koray kurdukları grupların her birinde farklı bir sound yakalamışlar ,güzel bir müzikal çeşitlilik
yaratmışlardı. Nitekim Erkin Koray 1967 de basılan “kızları da alın askere – Aşk oyunu “plağında önemli başarı kazandı . Kızları da alın askere şarkısıyla geniş kitleler tarafından tanındı.
1968 ‘de Hürriyet gazetesi tarafından yapılan ve piyasaya bir
çok sanatçı kazandıran “Altın Mikrofon “yarışmasını kazandı . Bu yarışmada ki şarkıları “meçhul “ ve “çiçek dağı” daha
sonra bir plak şirketi
tarafından piyasaya çıkarılarak büyük ilgi gördü . Bunu
60’lı yılların sonlarına dek ardı ardına gelen “Anma arkadaş ,hop hop gelsin ,sana bir şeyler olmuş ,seni
her gördüğümde “ gibi hepsi büyük beğeni toplayan parçalar takip etti .
1960’ların sonunda sahnede etkili bir şekilde kullanabilmek için bağlamayı
elektronik hale getirmiştir .
Arabesk rock türü eserlerinde bağlama tınısını sıkça duyarız .
1969 yılında kurduğu Yeraltı Dörtlüsü ile türkiye de underground müzik akımının öncüsü oldu .Bilinen
normların dışında farklı bir arayış olan bu
müzik türü ülkemizde çok yaygınlaşmasa da Erkin baba bu konuda en güzel örnekleri vermiştir.
1971’de “Erkin Koray süper grup “ ,1972’de “ter “ gruplarını kurdu 1971 'in enteresan olaylarından biri de Arda uskan ve Erkin Koray'ın cannes film festivalinde john lennon ve yoko ono ile gerçekleştirdikleri röportajdır .Yıllardır ısrarla john lennon ile ne konuştukarı sorusunu "özel bir sohbet" olduğu için cevapsız bırakmıştır Erkin Koray .1970-74 arası en
sevdiğim hitleri ;ilahi morluk ,Aşka inanmıyorum
,mesafeler ,Züleyha
,silinmeyen hatıralar ,şaşkın ,fesuphanallah gibi benim başucu şarkılarım olan hitlerini yayınladı .Hepsi Türk müzik listelerinde üst sırada yer alan klasikleşmiş bir çok esere imza attı . Mesafeler ve yağmur şarkıları
türkiye’de psychedelic rock’un ilk örneklerindendir.
1974-84 yılları arasında kısa süreli gelişleri dışında yurtdışında yaşadı .Kendi
anlatımıyla insanları
ve kültürleri tanımak için geçirdiği bu süre sonrasında “Estarabim
,Arap saçı “ gibi çok bilinen eserleri ortaya çıktı.
1977 yılında kurduğu “erkin koray tutkusu “ adlı gruptan sonra başka grup kurmadı . 1982
yılında çıkardığı benden sana albümünün bir
kısmını Almanya’da Köln ve Hamburg’da
,bir kısmını da İstanbul’da kaydetti .Albumde Koray’a; Haluk Taşoğlu ve
Sedat Avcı’nın yanı sıra Hint müzisyen Harpal Singh ‘de destek verdi. Albumdeki şarkıların bir kısmı
(meyhanede ,öyle bir
geçer ,sayın arkadaşım osman
)hint müzisyenlerin bestelerine Erkin
Koray’ın Türkçe yazdığı sözlerden
oluşur. Bundan bir sene sonra yayınladığı “İlla ki “ albümünde yeni şarkıların yanısıra eski şarkılarında yeni yorumları yer alıyordu .
Türkiye ‘ye kesin
dönüşünden sonra
1985-90 yılları arasında belki en çok bilinen çalışması olan “Çöpçüler” ile büyük çıkış yaptı ki ,gerçekten zamana meydan okuyan bir şarkı bu .Hala
dinleye dinleye eskitemediğim .Çöpçülerin de
yer aldığı “Ceylan” albümü 1985’te yayınlandı. Albumde bir çok enstrümanı
kendisi çaldı .1986 ‘da “Gaddar” ,1989 ‘da
“Hay yam yam “ isimli albümlerini çıkaran sanatçı, 1990 yılında da aralarında eski şarkılarının da
bulunduğu “Tamam Artık “ Albumünü çıkarttı .Bu albümden sonra kabuğuna çekilen
sanatçı
1996 ‘da “ Gün
ola harman ola “ albümünü piyasaya sundu .Album eleştirmenlerden tam not almasına rağmen yüksek satış rakamlarına ulaşamadı . Sondan
bir önceki albümü ise 1999
yılında çıkardığı “Devlerin
Nefesi “ oldu .
Yıllar boyu yaptığı müzikten
zerre taviz vermemiş , özgür
ruhuna yapılmak istenen tüm kısıtlamalara direnmiş bir
adamdır . Altmış yılı aşkın zamandır sürdürdüğü müzikal arayışı benim için çok kıymetlidir. Türkiye ‘de zamanından
önce bazı müzikleri bize dinletmiş bir
adamdır .Türk Rock tarihinin kilometre taşıdır . Türk halkının çok az müzisyene yaptığı “Baba “
yakıştırmasını hakkıyla taşıyan ,müzikten asla kopmamış ve bileğinin hakkıyla
müzikten ekmeğini çıkarmaya devam eden son derece
kaliteli bir müzisyendir . Yıllardır yeni bestelerini bekliyor ve çokkkkkk uzun
ömürlü olmasını diliyorum .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder